SORU: Aşura ziyaretinde lanet okunan 1. 2. 3. .. kimlerdir? Kim oldukları açıkça belli midir?

SORU: Aşura ziyaretinde lanet okunan 1. 2. 3. .. kimlerdir? Kim oldukları açıkça belli midir?

CEVAP:

بسم الله الرحمن الرحیم

الّلهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ و عَجّل فَرَجَهم

Aşura ziyaretinde önemli olan tüm noktalara çok dikkat edilmelidir:

1- Aşura Ziyareti, özel ve tamamen farklı bir ziyarettir. Bu ziyarette, İmam Hüseyin’in (as) menkıbelerinden (hayat hikayelerinden), makamından, imametinden, hakkaniyetinden, mazlumiyetinden vs. tek bir cümle bile söylenmemiştir; neden?! Çünkü Aşura Ziyareti, sadece İmam Hüseyin’in (as) ziyareti değildir.

Biz bu ziyarette bir selam veriyoruz ve sonra “kendimizi” İmam Hüseyin’e (as) izah ediyoruz; nasıl ve kimlere selam verdiğimizi, nasıl ve kimlere lanet okuduğumuzu, nasıl dua ettiğimizi vs. anlatıyoruz. O yüzden bu ziyarette hep “ben” diyoruz; “sen” demiyoruz. Ve böylece “Aşura” günü gerçekleşen savaş karşısındaki durumumuzu, kimliğimizi, düşüncemizi, görüşümüzü, inancımızı, tarafımızı O hazrete bildiriyoruz.

Biri şöyle diyebilir: “Ama Aşura, on dört asır önce oldu ve bugün ne İmam Hüseyin ne de Aşura var ve ben bu ziyareti evde okuyorum?!” Ama İmam Hüseyin’in (as) sahabeleri, Kerbela’nın her yerde olduğunu ve her günün Aşura olduğunu bilirler. Bu yüzden kıyamete kadar konumlarının ne olduğunu söylerler:

یا اَبا عَبْدِ اللّهِ، اِنّى سِلْمٌ لِمَنْ سالَمَکُمْ وَ حَرْبٌ لِمَنْ حارَبَکُمْ اِلى یَوْمِ الْقِیامَهِ

“Ey Eba Abdillah, hiç şüphesiz ben kıyamet gününe kadar sizin ile barışık olanlarla barışığım, sizinle savaşanlarla savaş halindeyim.”

2- Aşura ziyareti, ziyaret edenin, Aşura olayındaki durumunu İmam Hüseyin’e duyurmasıyla ilgilidir.

Biz, Aşura ziyaretinde, sadece pozisyonlarımızdan bahsediyoruz; diyoruz ki: Ben, selam veriyorum – Ben, lanet ediyorum – Ben seninleyim – Ben düşmanlarının düşmanıyım – Ben, böyle dua ediyorum vb.

Aşura ziyareti, bir dostluk ve düşmanlık ansiklopedisidir.

3- Lanet etmek, küfür etmek değildir. İnsanlar ya ilahi merhametin gölgesindedirler ya da Tanrı’nın lanetine muhataptırlar; ve akıllı, bilge ve dindar bir insan kimin rahmetli olduğunu ve kimin lanetlendiğini bilmelidir. Hem Muaviye’ye hem Yezid’e ve hem de İmam Ali’ye (a.s) “Emir El-muminin” dememelidir.

4- Şimdi Aşura ziyaretinde ilk lanetin kime olduğuna dikkat edin. Belli bir kişi lanetlenmemiştir, aksine bir millet, bir topluluk lanetlenmiştir:

فَلَعَنَ اللّهُ اُمَّهً اَسَّسَتْ اَساسَ الظُّلْمِ وَ الْجَوْرِ عَلَیْکُمْ اَهْلَ الْبَیْتِ

“Allah lanet etsin, siz Ehl-i Beyt’e yapılan zulüm ve haksızlığın temelini atan topluluğa.”

Açıktır ki, büyük bir grup insanın desteği olmadan hiçbir zorba-zalim hiçbir şey yapamaz. Bu lanette, bireyler yerine, “sapkınlığın köklerine ve temellerine” dikkat çekiliyor.

5- Birinci, ikinci ve …:

اَللّهُمَّ خُصَّ اَنْتَ اَوَّلَ ظالِمٍ بِاللَّعْنِ مِنّى، وَ ابْدَاْ بِه اَوَّلاً ثُمَّ الْعَنِ الثّانِىَ وَ الثّالِثَ وَ الرّابِعَ. اَللّهُمَّ الْعَنْ یَزیدَ خامِساً

“Allah’ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt’ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle. Bunun için de, önce birinci, sonra ikinci, sonra üçüncü ve sonra da dördüncüden başla. Sonra da… Yezid’e lanet eyle.”

  1. a) Önce Tanrı’dan onların düşmanlarına bir lanet istiyoruz, çünkü lanet, Allah’ın, onlara karşı merhametinden yüz çevirmesi ve rahmetini onlardan uzak etmesi demektir.
  2. b) Bazıları Kerbela ve Aşura suçlarından sadece Yezid’in sorumlu olduğunu düşünür, ama bu çok yüzeysel ve mantıksız bir bakıştır. İyi veya kötü bir durum, asla bir anda gerçekleşmez; zulmün açıkça hat safhaya çıkmaya fırsat bulması için öncesinde aşama aşama buna ortam hazırlanmıştır mutlaka. Bu yüzden İlk dört sapkın “akım”ın meydana gelmesiyle Yezid’in sapkınlığı da beşinci olmuştur.
  3. c) Olayları tanımak, şahısları tanımaktan çok farklıdır. Yanlış akımları bilmek, tanımak, insanları tanımaktan çok daha önemlidir çünkü insanlar ölür ama akımlar devam eder. Bir fitne, bir zulüm veya bir cihat, bir kıyam her zaman olabilir ama şahıslar değişir.
  4. d) Ancak, hak veya batıl bir cereyanı (devam eden bir durumu, olayı) bilen, akıllı, mümin, hakkı batıldan ayırt edebilen biri, kıyamete kadar hangi durumda, pozisyonda kalacağını söyleyebilir. Yoksa bugün ne Yezit ne Şimr ne de İmam Hüseyin var bu dünyada; peki ziyarette İmam Hüseyin’e (as) nasıl diyebiliyoruz kıyamete kadar onunla birlikte olduğumuzu?! Bu iddia, olayı ve durumu tanımak anlamına gelir.
  5. e) İslam’daki ilk sapkın akımın “Sakife” olduğunu ve sonraki üç halife olduğunu söyleyebilirsiniz, ama bugün “Sakife” yoktur, üç halife de yoktur, İmam Hüseyin (as) da yoktur, Öyleyse neden Aşura ziyaretini okuyoruz?

Şunu demek için: “Ey İmam Hüseyin, Aşura’nın sadece bir savaş ya da suikast (terör) sahnesi olmadığını biliyorum, Aşura’da olduğu gibi bilge, anlayışlı, arkadaş canlısı ve Allah’ın düşmanlarına düşman bir arkadaş aradığınızı biliyorum. Ve bu pozisyonları beni, askerlerinizden biri olarak kabul etmeniz için ilan ettim.”

Aşura ziyareti çok derindir; büyük bir biat, bağlılık ve antlaşmadır. Bu yüzden Aşura ziyaretini cümle cümle, dikkatlice okumalıyız ve sonra bu ziyaret yolculuğunda iddia ettiğimiz gibi olmaya çalışmalıyız.

e-post:

info@x-shobhe.org

Telegram Kanalı:

@SupheSoruCevap

Velayet ve İmamet