SORU: Dinin güncellenmesinden, zamana uyarlanmasından kasıt nedir? Yeniden anlama ne demektir?

SORU: Dinin güncellenmesinden, zamana uyarlanmasından kasıt nedir? Yeniden anlama ne demektir?

CEVAP:

بسم الله الرحمن الرحيم

الّلهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ و عَجّل فَرَجَهم

Öncelikle “Dinin Güncellenmesi” kavramı yanlış ve aslında batıda gerçekleşen ‘Dinin ferdi ve toplumsal hayata yönelik sunumlarının sınırlandırılması ve soyutlanması’ akımının bir ürünüdür.

Zira din dediğimiz sistem, insanın değil yaratıcının insan için oluşturduğu ve peygamberi aracılığıyla insanın dünya ve ahiret hayatına yönelik sunduğu bir programdır ve bu alanda insanın bir söz hakkı yoktur:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ اِذَا قَضَى اللّٰهُ وَرَسُولُهُٓ اَمْراً اَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ اَمْرِهِمْۜ

“Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.” (Ahzab suresi, 36)

Eğer dinin güncellenmesi (ki bu da insanın aklıyla ve eliyle olacağından) gibi bir durum söz konusu olursa tahrif olan “Hıristiyanlık” ve “Yahudilik” dinleri gibi “İslam” dini de bu tahriften nasibine düşeni alacaktır. İşte bu nedenle Allah Teala, Kuranı Kerim’de şu ayeti insana iletir:

اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ

“Kesin olarak bilesiniz ki bu zikri (Kuran’ı) kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” (Hicr suresi, 9)

Yukarıda zikredilen ayetlere istinaden dinin aslı ve kesin emirlerinin zaman, mekan, durum vs. sınırı tanımadığı ve evrensel olup tüm zamanlara hitap ettiğini söylemeliyiz. Ayrıca bu asıllar (tevhit, nübüvvet, mead) ve kesin emirler (namaz, oruç, zekat, yalan söylememe, zina etmeme, kumar oynamama vs.) her daim güncelliğini korur ve eskimez.

Ancak dini emirlerin zaman ve topluma uygun ve münasip şekilde yansıtılması, dini öğretilerin insanların güncel hayatında sorunlarına, problemlerine cevap verecek şekilde beyan edilmesi farklı bir meseledir. Burada maksat “Dinin Güncellenmesi” değil, dini öğretilerin topluma, zamana, şartlara, koşullara uygun şekilde uygulanmasıdır. İşte bu alanda taklit merciiler (müçtehitler) ve düşünürler öze dönüşü gerçekleştirmek için yeni söylemler ve güncel öğretiler sunmalıdırlar.

Bunun en güzel yolu da ancak İmam Humeyni (ra) ve İmam Hamenei’nin önerdikleri “medrese-üniversite“ birlikteliği ile mümkün olacağı anlaşılıyor.

e-post:

info@x-shobhe.org

Telegram Kanalı:

@SupheSoruCevap

Diğer Konular/Çeşitli Konular