SORU: Şiiler, neden Kerbela ziyaretini Umre ve Hac ziyaretinden üstün tutuyor? Her yıl Hac’da 4-5 milyon insan varken neden Erbain’de 40-60 milyon insan oluyor? Hz. Hüseyin’in şehadeti neden Peygamber’imizin vefatından daha büyük merasimlerle anılıyor?

SORU: Şiiler, neden Kerbela ziyaretini Umre ve Hac ziyaretinden üstün tutuyor? Her yıl Hac’da 4-5 milyon insan varken neden Erbain’de 40-60 milyon insan oluyor? Hz. Hüseyin’in şehadeti neden Peygamber’imizin vefatından daha büyük merasimlerle anılıyor?

CEVAP:

بسم الله الرحمن الرحيم

الّلهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ و عَجّل فَرَجَهم

Öncelikle Şiilik inancında da Kabe ve Mescidu’l Haram, Allah’ın nurlu kitabında buyurduğu üzere kutsal ve en değerli mekandır.

اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ مُبَارَكاً وَهُدًى لِلْعَالَم۪ينَۚ

“Gerçek şu ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke) de, o mukaddes ve bütün insanlar (alemler) için hidayet kaynağı olan (Ka’be)dir.” (Âli İmran suresi, 96)

Ayrıca yine Allah’ın şiarlarından biri (Bakara, 158), Müslümanların kıblesi (Bakara, 143), insanlar için bir hidayet (Al-i İmran, 96), emniyet (Bakara, 125), ibadet ve kıyam yeridir (Maide, 97). Ayrıca Allah Teala, Müslümanların hac emrini yerine getirmesi için bu mekanı seçmiştir. Bu nedenle Kabe ve Mescidu’l Haram, diğer Müslümanlar tarafından olduğu kadar Şiilerce de kutsal ve değerli bilinmektedir.

Bu bilgiden hareketle hiçbir Şii Müslüman, Kerbela ziyaretini Hac ziyaretinden üstün tutmamaktadır. Zira Hac, hem Allah’ın emridir ve her Müslümanın boynunda bir haktır, hem de yeryüzünde Allah’ın değerli ve kutsal mekan olarak zikrettiği mekanlardan biridir.

Kabe ve etrafı İslam’ın ilk kuruluşu, tevhit dininin temellerinin atılması, o kutsal mekanın putlardan temizlenmesiyle Allah’a yönelmek isteyen kimseler için kıble kılınmış ve bir anlamda İslam’ın ortaya çıkışının sembolü olmuştur.

Kerbela ise İslam dininin yeniden dirilişini ve bu uğurda en temiz kanların Allah yolunda dökülmesini temsil ettiği için aslında tüm İslam alemi için ikinci bir sembol halini almıştır. Zira Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatının ardından, her ne kadar dini temsil etme iddiasında olsalar da atalarının dinine geri dönmek isteyen ve İslam’ı her daim kendilerine düşman gören Emevi saltanatının tevhit inancını ortadan kaldırmasını engellemek ve Allah Resulünün dinini yeniden tahkim etmek isteyen Cennet gençlerinin iki efendisinden biri olan Hz. Hüseyin (a.s) ve tüm ailesinin şehit veya esir edilmesi olayıdır Kerbela.

Şiilikte Kerbela ziyareti, sadece bir mekan olmasıyla değil topraklarında barındırdığı kimselerin yüceliği, azameti ve makamı ile anlam ve değer taşır.

Ayrıca Kerbela mekanının fazileti ve değeri bizzat Allah Resulü (s.a.a) ve Hz. Ali (a.s) tarafından da beyan edilmiş ve insanlara ulaştırılmıştır.

Allah Resulü: “Kerbela, yeryüzünün en temiz mekanlarındandır. Saygınlığı en yüce ve Cennet vadilerinden biridir.” (Biharu’l Envar, c. 98, s. 115)

Hz. Ali: “Ne mutlu sana ey hoş kokulu toprak! Kıyamette senden öyle bir kavim ortaya çıkacak ki onlar, hesapsız Cennete gireceklerdir.” (Biharu’l Envar, c. 98, s.116)

Bu tür hadisler oldukça çoktur. Şiiler de hem o mekanda defnolan kimsenin hürmeti ve yüceliği hem de Allah Resulünün (saa) ve İmamların (as), Hz. Hüseyin’i ziyaret etmeyi teşvik ve tebliğ etmelerinden dolayı Kerbela ziyaretine ayrı bir önem verirler.

Ancak Şiilerce verilen bu önem, hac ve umre ziyaretlerine karşı bir üstünlük yarışı haline getirilmemiş ve bu tür bir ayrıştırma gündem dahi edilmemiştir. Zira hac, dinin sütunlarındandır ve gücü yeten her Müslümana farzdır ama Kerbela ziyareti farz değil sünnet bir ameldir.

Ayrıca İmam Hüseyin (as) ve Kerbela’sı, Hz. Peygamber (saa) ve İlahi Mesajı, birbirinden kopuk ve farklı şeyler değiller ki karşı karşıya getirilip kıyaslansın. Peygamberimizin (saa) kendisi buyurmuş: “Hüseyin bendendir ve ben de Hüseyin’denim.” (Sünen-i Tirmizi, 5/324). Kerbela’da dirilen, Hz. Muhammed’in (saa) tebliğ ettiği öz İslam Dini idi.

Bugün eğer Müslümanların gündeminde bu tür sorular varsa bilinmelidir ki bunların temeli İslam düşmanları ve içimizdeki hainlerdir. Çünkü “üstünlük” gibi ucu açık bir kavram kullanılarak Müslümanlar arasında bir “yarış-müsabaka” havası oluşturuluyor. Bununla birlikte Kabe-Kerbela kıyaslaması yapılarak Sünni-Şii kavgası oluşturulmaya çalışılıyor.

Aklı selim her bir Müslüman, tarihsel gerçeklere ulaştığında Kerbela’nın İslam tarihi açısından ne kadar önemli ve ne kadar değerli olduğunu görecektir. Elbette bu gerçekliğin farkına varan herkes de o mekanı ziyaret etmeyi kendine bir borç bilecektir.

Ayrıca her Müslüman Şii’nin elinde imkan olsa ve gücü yetse mutlaka önceliği, Allah’ın evini ziyaret ve hac farizasını yerine getirmek olacaktır. Bugün Hicaz yönetimini elinde bulunduran Suud ailesi ve Vahabi zihniyetinin Allah’ın haremini devasa yapıların arasında küçük ve değersiz bir yapı olarak gösterme çabaları, Beytullah’ın daracık ve sınırlı sayıda insana yetecek bir kapasiteye sahip olması ve buna bağlı olarak da ancak belli sayıda insanın Hacca gidebilme imkanının olması rakamsal açıdan bizleri yanıltmasın.

Yine Allah Resulünün vefat yıldönümleri Şiilerce yeryüzünün en hüzünlü günü olarak bilinir ve her yerde ve mekanda yas ve anma merasimleri düzenlenir. Hz. Hüseyin için düzenlenen merasimlerin çokluğu ise yine İmamların bizzat kendi dönemlerinden bizlere kalan geleneğe dayanır. İmamlar (a.s), Muharrem ayı girdiği günden itibaren Hz. Hüseyin’e matem tutar, ağıtlar yakar, meclisler düzenler ve hatta parayla meddahlar tutarak mersiye okumalarını isterlerdi. O nedenle bugün de Şiiler bu geleneği devam ettirerek Muharrem ayının on gününü ve devamında şehadetin 40. Günü olan Erbain zamanı merasimler düzenleyerek yas meclisleri tertip ederler.

e-post:

info@x-shobhe.org

Telegram Kanalı:

@SupheSoruCevap

İnanç