SORU: Hz. Nuh (as) beraberindeki 80 salih kişiyle dünyada kaldıysa, zulüm ve zalim de yok olduysa bu ortam dünyada salihlerin hükümran olduğunu ve zulmün yok olduğunu göstermez mi? Gerekli şartlar oluştuğu halde asıl zuhurun Hz. Nuh (as) döneminde değil de ileriki bir dönemde gerçekleşecek olmasının hikmeti nedir?

SORU: Hz. Nuh (as) beraberindeki 80 salih kişiyle dünyada kaldıysa, zulüm ve zalim de yok olduysa bu ortam dünyada salihlerin hükümran olduğunu ve zulmün yok olduğunu göstermez mi? Gerekli şartlar oluştuğu halde asıl zuhurun Hz. Nuh (as) döneminde değil de ileriki bir dönemde gerçekleşecek olmasının hikmeti nedir?

CEVAP:

بسم الله الرحمن الرحيم

الّلهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ و عَجّل فَرَجَهم

Hz. Nuh’un (a.s) ve beraberindekilerin kurtuluşa ermesi bizzat kendi kıyamları ve zulüm ile sıcak bir savaşın sonucunda elde edilmemiştir. Nitekim O Hazret, kendisine gelen vahiy ile birlikte hareket etmiş ve ilahi yardım ve yol gösterme ile zalim kavimden kurtulmuştur. Allah Teala da o kavmi helak etmiş ve yeryüzünden silmiştir.

Ancak bu durum Kuran-ı Kerim’de zikredildiği miktarıyla bize tüm dünyada bir azap, tufan ve selin olduğunu göstermemektedir. Bu da azap sonrası oluşan durumun evrensel değil bölgesel ve o zamana ait olduğunun bir işaretidir.

Allah’ın vaadi olan Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhuru hususunda ise Hz. Nuh’un (a.s) kıssası arasında bazı farklılıklar vardır:

1- Hz. Nuh’un (a.s) kıssası, belli bir dönem, mekan ve zamana aittir.

Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhuru ise evrensel olup tüm mekan ve halklara hitap edecektir.

2- Hz. Nuh (a.s) ve O’na iman edenler, bizzat kendileri yeryüzünde ilahi hakimiyeti kurmamışlar; aksine iman etmeyen kavim ilahi bir azapla cezalandırılmıştır.

Beklenen Hz. Mehdi (a.s) ve O’nunla birlikte olanların asıl hedefi yeryüzünde ilahi hakimiyeti kurup aleni olarak bunu ilan etmek ve zulmün ve küfrün olmadığı (Medine’i Fazıla)’yı kurmaktır.

3- Hz. Nuh (a.s) ve beraberindekiler bir kıyam gerçekleştirmemiş ve yeryüzünün tamamında ilahi bir hakimiyet kurma yoluna gitmemişlerdir.

Hz. Mehdi (a.s), vaat edildiği üzere bu ilahi hakimiyeti bir kıyam ile gerçekleştirecektir ve yeryüzü ehlinin tamamı bu kıyamı göreceklerdir.

Hz. Nuh’un (as) kıssasında tufandan sonra bölgede yalnızca salih kimseler kalmış olsa da evrensel bir ilahi hakimiyet için zuhur şartları henüz oluşmamıştı. Ve bu, o zamana ait bir hakimiyetti ki, sonraki neslin tekrar delalete düştüğünü görüyoruz. Salihlerin, yeryüzüne hakim olma vaadi gerçekleşmiş olsaydı sonradan gelen nesilde hak yoldan sapma olmaması gerekirdi.

Zuhurun ileriki bir tarihte gerçekleşecek olmasının gerekçesi şudur;

İnsanların ilmi ve akli yetenekleri ortaya çıkacak, insanlar “hakk”ı akıl, ilim ve kalple kabul edecek seviyeye gelecekler. Bundan dolayı Hz. Mehdi (af) hakkı sunduğu zaman insanlar hakkı mucizelerden çok akıllarıyla kabul edecebilecekler.

Kur‘an’ın ilmi ve akli bir mucize olmasının sebeplerinden biri de budur; insanlar hakkı ilmi ve akli olarak kabul edecekler yani “akli imana” ve “ilmi imana” sahip olacaklar, inanmayanlar önce Kur‘an nuruyla hakk yola davet edilecekler; azapla, mucizeyle, savaşla, zorla değil.

İnsanlığın bu tekamül sürecini geçirmesi gerekir ki insanlar zuhur ile gerçekleşecek “evrensel adalet”i kabul etme seviyesine kendi irade ve isteği ile ulaşsın.

e-post:

info@x-shobhe.org

Telegram Kanalı:

@SupheSoruCevap

Diğer Konular/Çeşitli Konular