CEVAP:
بسم الله الرحمن الرحیم
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ و عَجّل فَرَجَهم
Namaz dinin direği olmasıyla birlikte, ibadet türlerinden biridir. İbadetlerin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili fıkıh kuralları vardır. O zaman burada, Ehl-i Beyt Mektebi yerine Ehl-i Beyt veya Şia Mezhebi demek daha doğru olur.
Mezhep, kelimenin tam anlamıyla “yol” demektir ve fıkıhta ise “bir içtihat yolu” anlamına gelir.
Biz (aslında tüm Müslümanlar), Vahhabiliği İngilizler tarafından oluşturulduğu için, Mezhep olarak kabul etmiyoruz ama Ehl-i Sünnet’teki dört mezhebi hukuki (fıkhi) mezhepler olarak biliyoruz-tanıyoruz.
Namaz:
Namazın da diğer hükümlerde olduğu gibi genel ve özel (alt) kuralları vardır. Bizim mezhebimizde bu kurallara, namazın sütunları denir.
Bu sütunlarda (genel kurallarda) Mezhepler arasında çok fazla fark yoktur. Örneğin; Beş vakit namazın farz oluşu – günlük namazların rekat sayıları – niyet, tekbir, Hamd (Fatiha) ve ikinci bir surenin okunması, rüku (eğilme) ve secde, selam ve … .
Ancak detayda bazı farklılıklar vardır, hatta dört Sünni mezhebin fetvaları arasında bile farklılıklar vardır. Bazı Sünni Mezheplerde elleri açmak caizdir veya tüm Mezheplerde ikinci rekattan sonra Kunut Tutmak müstehaptır vb. Kunut, Şii Mezhebinde de müstehaptır.
Maalesef bazı Sünniler, içtihat hükümlerinden (fıkhi meselelerde) Şiilere göre daha habersizdirler ve bu nedenle bazen kendi mezheplerinde caiz olan hatta tavsiye edilen ve müstehap olan şeylerin, Şii Mezhebindeki namazda olmasına karşı çıkıyorlar!
- Fıkıhta Sünnilerin ve Şiilerin hüküm farklılıklarının çoğu, ikinci halifenin verdiği kararlardan dolayıdır.
- Bazı fıkhi farklılıklar da, dört Sünni Mezhep İmamı’nın içtihatlarından dolayıdır ve tabii ki, her Müslüman kendi Mezhebindeki içtihat kurallarına göre namaz kılar. Bu şu anlama gelir ki, Sünnilerin kıldığı namazlar, kendi fıkıh kurallarına göre doğrudur; Şiaların kıldığı namazlar da kendi fıkhi kurallarına uygunluk ölçüsünde doğrudur.
Mühür taşının kullanılması:
Medine’de bir Vahhabi dedi ki: “Mühür kullandığınız için siz müşriksiniz!”
Ona sordum ki: “Şirk ne demek biliyor musun?! Şirk kelimesinin anlamını bilmediğinize göre, Tevhid’in anlamını da bilmiyorsunuz!”
Şirk, ibadetlerde Tanrı’ya ortak koşmak demektir, acaba biz mühre mi tapıyoruz? Eğer mühür üzerine sacde etmek şirkse, halıya secde etmek de şirktir!”
Benzer şekilde bir gün Sünni bir arkadaş şöyle dedi: “Mühre secde ettiğin için, namazın yanlış ve kabul edilmeyecek!”
Ona sordum: “Bu hükmü nasıl veriyorsun, acaba dört mezhepte mi söylenmiştir? Ya da sadece bir Vahhabilik propogandası mı?!”
Devam ettim: “Şii içtihadı açısından, sizin secdeniz bazen yanlış olabilir ama bizim secdemiz Sünni Mezheplerin içtihadına göre doğrudur.”
Çok şaşırdı ve bunu neden söylediğimi sordu. Ona dedim ki: “Öncelikle tüm Sünni Mezheplerde, taşa veya toprağa secde edilmesi müstehaptır, bu yüzden biz önerilen (müstehap) bir şey yapıyoruz.
İkincisi, Şia’da her şeye secde etmek caiz değildir, ama Sünni Mezheplerde her şeye secde edilebilir ve mühür her şeyden sadece biridir; yani sadece sizin fıkhınız açısından bakarsak bile caizdir.
Ayrıca hadis kitaplarınızda Peygamber Efendimiz’in (saa) bir hasır ya da bir taş veya toprak üzerine secde ettiği de yazılıdır ama kumaşa, cama veya meyve ağacının yapraklarına secde ettiği yazılmamıştır veya üzerine secde etmek için her şeyin caiz olduğu da yazılmamıştır.
Bu nedenle mühür taşı, secdesine izin verilen topraktır, ve bu tüm sünni mezheplerde müstehaptır.”
e-post:
info@x-shobhe.org
Telegram Kanalı:
@SupheSoruCevap