CEVAP:
بسم الله الرحمن الرحيم
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ و عَجّل فَرَجَهم
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de müminleri çeşitli şekillerde tarif etmiştir ve müminlerin özelliklerini belirtmiştir.
Demiştir ki: Müminlerin özelliklerinden biri, Allah yolunda cihat etmeleri (Cihat, sadece savaş değildir) ve bu yolda hiçbir suçlama ve kınama korkmamalarıdır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki), Allah (onların yerine) sevdiği bir toplum getirir. Onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı sert ve onurludurlar; Allah yolunda cihat eder ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah (güç ve merhametiyle her şeyi) kapsayan ve (her şeyi) bilendir.” (Mâide, 54)
Yukarıdaki ayete dikkat edilirse canlarından veya mallarından korkmadıklarını söylemiyor; diyor ki: hiçbir suçlama ve kınamadan korkmazlar; çünkü bir dil yarasının, alay edilmenin, suçlanmanın ve kınanmanın acısı, kılıç yarasının acısından fazlasıdır.
Birçok insan mümin gibi yaşamayı sever, ancak insanların söyleyeceklerinden, alay edilmekten, suçlanmaktan ve kınanmaktan korkar.
Bunlardan korkmamak bir müminin özelliğidir ve Hz Ali (as), Müminlerin Emiri’dir ki o, herkesten önce ve herkesten daha fazla bu özelliklere sahiptir. Ve Kur’an-ı Kerim’de inananlardan söz edilen her yerde temel olarak, İmam Ali (as)’dan bahsedilir.
Peygamberimizin Gadir Hum hutbesinde buyurduğu gibi:
وَ مانَزَلَتْ آیَةُ رِضاً (فی الْقُرْآنِ) إِلاّ فیهِ، وَلا خاطَبَ الله الَّذینَ آمَنُوا إِلاّبَدَأ بِهِ، وَلانَزَلَتْ آیَةُ مَدْحٍ فِی الْقُرْآنِ إِلاّ فیهِ، وَلاشَهِدَ الله بِالْجَنَّةِ فی (هَلْ أَتی عَلَی الْاِنْسانِ) إِلاّلَهُ، وَلا أَنْزَلَها فی سِواهُ وَلامَدَحَ بِها غَیْرَهُ
“Kur’an’da Ali dışında hiç kimse hakkında razı olunma ayeti (kendisinden razı olunduğunu bildiren bir ayet) inmemiştir. Allah, müminlere hitap ettiği her yerde, önce ona hitap etmiştir. Kur’an’da var olan övgü ayetleri onun hakkındadır.”
Ama mizacın etkisi konusuna gelirsek; insan ruh ve bedenden oluşur. İnsan vücudunun kanı temizleyen ve pompalayan bir kalbi vardır; ruhun da kendisiyle inandığı, tekfir ettiği, dost veya düşman olduğu bir kalbi vardır. Aynı zamanda gözleri vardır ki eğer nesnelerin üzerine ışık yansırsa onları görür ve ışık yoksa göremez. İnsan ruhunun da gerçeği hak ışığıyla gören bir gözü vardır ve bu ışık olmasa göremez vb. Yani biz her şeyi maddi olarak görmemeli ve yorumlamamalıyız. Aslolan ruh ve maneviyattır. Beden de ruhun teçhizatı olup insanın maddi bir boyutudur.
Mizaç bedenle ilgilidir, insanın ruhuyla ilgili değil. Ve Allah bir müminin özelliklerini ifade ettiğinde, erkek, kadın, sıcak ve soğuk mizaç ayrımı yapmaz.
Elbette beden, dünyada yaşayabilmesi için ruhun bir aracıdır; şöyle ki hasta olan oruç tutamaz ve geceleri çok yiyen, gece namazına uyanamaz vs.
Ruh ve beden farklı derecelerde biribirini etkileyebilir.
Hastalıklar ilaçla tedavi edilir ve diyet değiştirilerek mizaç kontrol edilir; ruhlar ise ancak bilgi, inanç ve salih amellerle büyür.
Ayette ifade edilen bu korku, imanla ilgili olan kalbin korkusudur.
e-post:
info@x-shobhe.org
Telegram Kanalı:
@SupheSoruCevap