SORU: Aristo mantığına göre bir dava için harekete geçmeden önce bir hesap-kitap yapıp bir anlaşma yapar gibi bir yola giriliyor. Ama Allah’ın yoluna yönelirken durum farklı; vaatler var ama garantisi yok; Allah önce hareket istiyor, bu hareketi kabul ederse hidayet ediyor. Bu ayette olduğu gibi:  “Bizim uğrumuzda cihad edenler (var ya), biz mutlaka onları yollarımıza hidayet ederiz. Şüphesiz Allah, iyi kimselerle beraberdir.” (Ankebût, 69)  Peki Allah’ın böyle bir yöntem uygulamasının hikmeti nedir?

SORU: Aristo mantığına göre bir dava için harekete geçmeden önce bir hesap-kitap yapıp bir anlaşma yapar gibi bir yola giriliyor. Ama Allah’ın yoluna yönelirken durum farklı; vaatler var ama garantisi yok; Allah önce hareket istiyor, bu hareketi kabul ederse hidayet ediyor. Bu ayette olduğu gibi: “Bizim uğrumuzda cihad edenler (var ya), biz mutlaka onları yollarımıza hidayet ederiz. Şüphesiz Allah, iyi kimselerle beraberdir.” (Ankebût, 69) Peki Allah’ın böyle bir yöntem uygulamasının hikmeti nedir?

CEVAP:

بسم الله الرحمن الرحیم

الّلهُمَّ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ و عَجّل فَرَجَهم

1) Akıl, Fikir, Muhasebe:

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, hiçbir soruda, yanlış bir hipotez, doğru cevaba ulaştırmaz.

İslam’ı anlamadaki en büyük sorunlarımızdan biri, önce yanlış hipotezleri İslam’a atfetmemiz ve sonra onları eleştirmemizdir.

Örneğin şöyle yazmışsınız: “Ama Allah’ın yoluna yönelirken durum farklı; vaatler var ama garantisi yok”! Yakından bakarsanız, bunun bir soru değil de kesin bir hüküm olduğunu göreceksiniz. Acaba Allah’ın vaatlerinin garanti edilmediğinden emin misiniz?!

Yazmışsınız ki: “Aristokrat mantığa göre, bir iş ya dava için, önce bir hesap-kitap yapılıyor, ama Allah önce hareket istiyor”!

Acaba, Allah bizden düşünmeden, araştırmadan, hesap-kitapsız bi iş yapmamızı mı istedi?

Düşünceye, akla, bilgiye, hesap-kitaba, İslam ve Kur’an kadar önem veren bir düzen, bir din, ekol veya “izm” biliyor musunuz?!

Allah buyuruyor ki: “Ben, okuyup düşünmeniz için hem Yaratılış kitabını size açtım ve hem de Kur’an kitabını verdim.”

وَسَخَّرَ لَكُمْ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا مِنْهُ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

“Göklerde bulunan şeyleri de, yerde bulunan şeylerin hepsini de (kendi katından) sizin hizmetinize sunmuştur. İşte bunda da düşünen bir toplum için ayetler vardır.” (Câsiye, 13)

بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَأَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

“(Onları) apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik.) Sana da “zikri” indirdik. Kendilerine indirileni insanlara açıklaman için. Umulur ki onlar da düşünürler.” (Nahl, 44)

2) Eksik okuma:

Birine şöyle sordular: “Sen ki Müslüman olduğumu iddia ediyorsun, öyleyse neden namaz kılmıyorsun?!” Dedi ki: Allah’ın kendisi Kuran’da! (يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَقْرَبُوا الصَّلَاةَ – Ey iman edenler! namaza yaklaşmayın. Nisâ, 43) buna talimat verip ve emretmemiş mi!

Ama söylediği ayetin devamını okumamış ki buyrulmuş: “Sarhoşluk halinde namaza yaklaşmayın!”

Bizler, insanın Yaratılış ve hidayet kitabını okuduğumuzda, birçok ayeti bir araya getirip birlikte ele almalıyız.

3) Allah Evveldir:

Allah asla başlangıcın bizimle olduğunu söylememiştir. O’nun hem kendisi evvel ve sondur ve hem de fiili.

هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

“O, evveldir ve ahirdir, zahirdir, batındır. O, her şeyi bilendir.” (Hadîd, 3)

Allah şöyle diyor: Ben önce sizi yarattım, sonra size akıl ve kalp verdim, ruhunuz ve bedeniniz için gözler ve kulaklar verdim, okumanız için yaratılış kitabını size açtım, size bir öğretmen ve bir rehber de gönderdim, size  öğretebilmesi için ona hidayet kitabını verdim, kendim de sizi koruyacağım vb.

Allah’ın önce verdiğini ve sonra istediğini daha iyi anlayabilmek için bu ayetlere dikkat edin:

قُلْ هُوَ الَّذِي أَنْشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ

“De ki: Sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz.” (Mülk, 23)

الَّذِي أَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنْسَانِ مِنْ طِينٍ

“O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.”

ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ

“Sonra onun zürryetini, basit bir sudan var etmiştir.”

ثُمَّ سَوَّاهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِنْ رُوحِهِ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ

Sonra onu tamamlayıp, şekillendirdi ve ona ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz.” (Secde, 7-9)

…Ama sizden bu nimetleri doğru kullanmanızı ve onları yok etmemenizi istiyorum; şükrün anlamı budur. Diyor ki: Eğer doğru kullanırsanız, size daha fazla makam, derece ve nimetler vereceğim. Yani, O evvel veriyor ve sonra istiyor.

Misal:

İlk önce, ben bir okul inşa ediyorum – İçindeki tüm eğitim materyallerini hazırlıyorum – En iyi öğretmenleri sınıfa gönderiyorum – Öğretmeleri için onlara en iyi ders kitaplarını veriyorum vb. Şimdi, bu okula kim gelirse ve iyi çalışırsa, onu hem ödüllendireceğim hem de bir üst sınıfa geçireceğim.

Acaba şimdi “Neden önce bizden çalışmamızı istiyor ve sonra bizi daha üst bir sınıfa geçiriyor?!” diyebilir miyiz?

Koşullar ve Şartlar:

Evren, ilim ve hikmetle yaratılmıştır ve bir sebep sonuç sistemi üzerine kuruludur; bu nedenle, her şey şartlıdır ve koşulu vardır.

Eğer yağmur yağarsa kuraklık gider – Eğer kitap okursanız, ilim sahibi olursunuz – Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım edecek:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ

“Ey İman edenler! Eğer Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz, O da size yardım edecek ve ayaklarınızı sabit kılacaktır.” (Muhammed s.a.a, 7)

Ancak bu, sizin ilk adımı atmanız gerektiği anlamına gelmez; O, ilk hitapta size akıl, ilim, hikmet, ve kitap vermiştir – Önce O, güç ve imkan vermiştir – Önce O, Peygamber, öğretmen ve rehber vermiştir vb. Daha sonra bu nimeti takdir etmenizi istemiştir.

الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَجَعَلَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

“O, sizin için yeri bir beşik kıldı, orada doğru yolu bulasınız diye (hidayet olmanız için) yollar yaptı. (Zuhruf.10)”

Sonuç:

Dolayısıyla, Eğer Allah insana önce hikmet ve ilim vermezse, ona doğru düşünmesini ve hesaplamasını emretmez – Allah önce Peygamber göndermezse, O’na uyun demez – Eğer Allah kitabını önce göndermezse, onu okuyunuz ve ayetlerini düşününüz demez- Allah önce nimetler ve imkanlar vermezse, onları istemez. Bu yüzden o her zaman evveldir: (لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَا آتَاهَا) yani: Allah, hiç kimseyi verdiği (imkandan) fazlasıyla yükümlü tutmaz. (Talâk,7).

e-post:

info@x-shobhe.org

Telegram Kanalı:

@SupheSoruCevap

İnanç